Mikroişlemci, karmaşık matematiksel ve mantıksal işlemleri gerçekleştiren bir dizi alt birimden oluşur. Bu alt birimler arasında Aritmetik Mantık Ünitesi (ALU), kontrol ünitesi, yazmaçlar (registers) ve veri yolları (data bus) bulunur. Mikroişlemci, komutları sırayla alır, çözümler ve uygular. Bu işlem sırasında veriler yazmaçlar üzerinde geçici olarak depolanır ve ALU tarafından işlenir. Kontrol ünitesi ise tüm bu işlemlerin koordinasyonunu sağlar. İşlemci çekirdeği, gelen komutları fetch (getirme), decode (çözümleme), execute (yürütme) ve write back (geri yazma) aşamalarından geçirerek işler. Bu döngü, mikroişlemcinin temel çalışma prensibini oluşturur.
Mikroişlemciler günümüzde çok geniş bir kullanım alanına sahiptir. Kişisel bilgisayarlar ve laptoplar en yaygın kullanım alanlarının başında gelir ve modern bilgisayarların performansı büyük ölçüde mikroişlemcinin gücüne bağlıdır. Mobil cihazlarda kullanılan işlemciler, düşük güç tüketimi ve yüksek performans sunarken, endüstriyel sistemlerde fabrika otomasyon sistemleri, robotik uygulamalar ve üretim hatlarında kullanılır. Otomotiv sektöründe motor kontrolü, güvenlik sistemleri ve multimedya sistemlerinde mikroişlemciler kritik rol oynar. Bunun yanında tüketici elektroniğinde televizyonlar, çamaşır makineleri, buzdolapları gibi ev aletlerinde kontrol ve yönetim amaçlı kullanımları yaygındır.
Mikroişlemci teknolojisi, 1971'de Intel'in ilk ticari mikroişlemcisi olan 4004'ün piyasaya sürülmesiyle başladı ve o zamandan bu yana, Moore Yasası'na uygun olarak sürekli gelişim göstermiştir. İlk mikroişlemciler birkaç bin transistör içerirken, modern mikroişlemciler milyarlarca transistörü barındıran karmaşık yapılar hâline gelmiştir. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, işlemci mimarileri de gelişmiş, güç tüketimi azalmış ve işlem kapasitesi artmıştır. Nanometre seviyesinde üretim teknolojileri, daha küçük ve daha verimli mikroişlemcilerin üretilmesine olanak sağlamıştır.
Günümüz mikroişlemcileri farklı mimarilere sahip olabilir ve her mimari kendi avantajlarını sunar. CISC (Complex Instruction Set Computing) mimarisi, daha az sayıda komutla karmaşık işlemleri gerçekleştirebilirken, RISC (Reduced Instruction Set Computing) mimarisi daha hızlı işlem yapabilmek için optimize edilmiştir. Çok çekirdekli mimariler, birden fazla işlem çekirdeği içererek paralel işlem yapabilme kabiliyeti sunar. Modern mikroişlemciler ayrıca önbellek (cache) yönetimi, dallanma tahmini (branch prediction), ve out-of-order execution gibi gelişmiş özelliklere sahiptir. Bu özellikler, işlemcilerin performansını ve verimliliğini önemli ölçüde artırır.
Sonuç olarak mikroişlemciler, modern teknolojinin vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiştir. Sürekli gelişen teknoloji ile birlikte mikroişlemciler de her geçen gün daha güçlü, daha verimli ve daha kompakt hâle gelmektedir. Bu gelişmeler, elektronik cihazların performansını artırırken, yeni uygulama alanlarının da önünü açmaktadır. Yapay zeka, büyük veri işleme ve nesnelerin interneti gibi yeni teknolojiler, mikroişlemci tasarımlarını etkilemeye ve şekillendirmeye devam etmektedir. Gelecekte, kuantum hesaplama ve nöromorfix işlemciler gibi yeni teknolojilerle birlikte mikroişlemci kavramı daha da genişleyecek ve evrilecektir.